Bilgi ve genel kültür, üniversitede okumak veya üniversite bitirmekle olmuyor…
Bilgi, kitap okuyarak ve araştırarak elde edilir… Kuşkusuz bilgi sahibi olmanın gezme, eğitim programlarına katılma ve televizyon izleme gibi çok çeşitli yolları vardır. Ancak bilgi sağlamanın dışında farklı birtakım kazanımlara da yol açması nedeniyle okuma bu yöntemlerin en etkili ve verimli olanıdır. Okuma bireyin bilgi edinebilmesi ve öğrenmesini sağlar. Bunun yanında okuma bireyin; davranış ve başkalarıyla ilişkilerini yönlendirir; iç dünyasını zenginleştirir; bakış açısını genişletir; çevresine önyargısız, yansız ve hoşgörülü bakmasını sağlar; beğeni düzeyini artırır; düşünme ve yaratma özgürlüğü ile değerlendirme alışkanlığı kazanmasını sağlar. Okuma, bireyin dil kullanım becerisini artıran, daha derin düşünmesi ve dolayısıyla daha doğru kararlar alabilmesi için gereksinim duyulan önemli bir araçtır. Okuma, bireysel bir faaliyettir. Ancak okumanın, toplumun olayları daha rasyonel biçimde yönetebilmesini sağlamak gibi toplumsal bir işlevi de vardır. Okuma, sürekli öğrenme ve dolayısıyla zaman içinde doğan gereksinimleri karşılama yöntemlerinin önemlileri arasında yer alır. Bu bakımdan okuma eylemi, yalnızca zaman içinde doğan bilgi gereksinimini karşılamak için yapılan ‘süreksiz okuma’ ve temel bir yaşamsal gereksinim bağlamında yapılan ‘sürekli okuma’ şeklinde iki tür altında sınıflandırılabilir. Örneğin her gün belli bir sürede yapılan okuma sürekli okuma türünü ifade ederken, çevreden alınan bir uyarı sonucunda yapılan ve periyodik olmayan okuma ise süreksiz okuma türü içinde yer almaktadır. Her birey kendi eğilimine göre basılı ya da elektronik kaynaklar, kitap ya da süreli yayınlar gibi yayın türlerinden bilimsel ya da popüler konulara kadar çok çeşitli yayın ve konu türünü tercih edebilmektedir. Bu nedenle okunan yayının türü ve konusu, okuma eyleminin gelişmesinde rolü olan ve bu olgunun değerlendirilmesinde göz önünde bulundurulması gereken etkenlerden biridir. Her daim yanımızda bir kitap olmalı, okumalıyız. Bilgisayar ortamından okuduğunuz yazılar ile, elinizdeki kitaptan okuduğunuz yazılar arasında fark vardır. İkisinden de ayrı zevkler alırsınız. Ön yargılarınızı yıkıp elinize kitap almalı ve önce sevmelisiniz. Kitabın kalınlığı gözünüzü korkutmamalı, ya da kim okuyacak bu kadar sayfayı diyerek içinizden geçirmemelisiniz. Bunu başardığınızda, siz de okumayı sevecek ve okuma alışkanlığı kazanacaksınız. Gençlerimiz hayata dair bilgiyle yetişmiyor. Bizim eğitim sistemimizde böyle bir garabet var. Çocuklar test çözmeye alışıyor. Herhangi bir konu hakkında ortaya konan her farklı görüşün eşit oranda alınması ve doğru karara bu görüşlerin sentezlenerek varılması, karar alma yönteminin özünü oluşturur. Karar alma sürecinde olduğu gibi okuma eyleminin niteliği de yararlanılan yayın türüne ve alınan görüşlerin farklılığına bağlı olarak farklılaşır. Örneğin benzer kaynak ve benzer görüşlerden yararlanılarak sürdürülen okuma, bireyin her alanda tek yönlü hareket etmesine neden olur. Gelişmekte olan ülkelerin genel sorunlarından biri okuma kültürünün henüz belli bir olgunluk düzeyine ulaşamamış olmasıdır.
Bilgi, kitap okuyarak ve araştırarak elde edilir… Kuşkusuz bilgi sahibi olmanın gezme, eğitim programlarına katılma ve televizyon izleme gibi çok çeşitli yolları vardır. Ancak bilgi sağlamanın dışında farklı birtakım kazanımlara da yol açması nedeniyle okuma bu yöntemlerin en etkili ve verimli olanıdır. Okuma bireyin bilgi edinebilmesi ve öğrenmesini sağlar. Bunun yanında okuma bireyin; davranış ve başkalarıyla ilişkilerini yönlendirir; iç dünyasını zenginleştirir; bakış açısını genişletir; çevresine önyargısız, yansız ve hoşgörülü bakmasını sağlar; beğeni düzeyini artırır; düşünme ve yaratma özgürlüğü ile değerlendirme alışkanlığı kazanmasını sağlar. Okuma, bireyin dil kullanım becerisini artıran, daha derin düşünmesi ve dolayısıyla daha doğru kararlar alabilmesi için gereksinim duyulan önemli bir araçtır. Okuma, bireysel bir faaliyettir. Ancak okumanın, toplumun olayları daha rasyonel biçimde yönetebilmesini sağlamak gibi toplumsal bir işlevi de vardır. Okuma, sürekli öğrenme ve dolayısıyla zaman içinde doğan gereksinimleri karşılama yöntemlerinin önemlileri arasında yer alır. Bu bakımdan okuma eylemi, yalnızca zaman içinde doğan bilgi gereksinimini karşılamak için yapılan ‘süreksiz okuma’ ve temel bir yaşamsal gereksinim bağlamında yapılan ‘sürekli okuma’ şeklinde iki tür altında sınıflandırılabilir. Örneğin her gün belli bir sürede yapılan okuma sürekli okuma türünü ifade ederken, çevreden alınan bir uyarı sonucunda yapılan ve periyodik olmayan okuma ise süreksiz okuma türü içinde yer almaktadır. Her birey kendi eğilimine göre basılı ya da elektronik kaynaklar, kitap ya da süreli yayınlar gibi yayın türlerinden bilimsel ya da popüler konulara kadar çok çeşitli yayın ve konu türünü tercih edebilmektedir. Bu nedenle okunan yayının türü ve konusu, okuma eyleminin gelişmesinde rolü olan ve bu olgunun değerlendirilmesinde göz önünde bulundurulması gereken etkenlerden biridir. Her daim yanımızda bir kitap olmalı, okumalıyız. Bilgisayar ortamından okuduğunuz yazılar ile, elinizdeki kitaptan okuduğunuz yazılar arasında fark vardır. İkisinden de ayrı zevkler alırsınız. Ön yargılarınızı yıkıp elinize kitap almalı ve önce sevmelisiniz. Kitabın kalınlığı gözünüzü korkutmamalı, ya da kim okuyacak bu kadar sayfayı diyerek içinizden geçirmemelisiniz. Bunu başardığınızda, siz de okumayı sevecek ve okuma alışkanlığı kazanacaksınız. Gençlerimiz hayata dair bilgiyle yetişmiyor. Bizim eğitim sistemimizde böyle bir garabet var. Çocuklar test çözmeye alışıyor. Herhangi bir konu hakkında ortaya konan her farklı görüşün eşit oranda alınması ve doğru karara bu görüşlerin sentezlenerek varılması, karar alma yönteminin özünü oluşturur. Karar alma sürecinde olduğu gibi okuma eyleminin niteliği de yararlanılan yayın türüne ve alınan görüşlerin farklılığına bağlı olarak farklılaşır. Örneğin benzer kaynak ve benzer görüşlerden yararlanılarak sürdürülen okuma, bireyin her alanda tek yönlü hareket etmesine neden olur. Gelişmekte olan ülkelerin genel sorunlarından biri okuma kültürünün henüz belli bir olgunluk düzeyine ulaşamamış olmasıdır.
Son Güncelleme: 05.03.2017 19:51