Cahilliğin olduğu yerde bilinç yoktur ve insanlar belli kişi ve kurumlarca sürüklenerek, etkilenerek yasal olmayan eylemlere kalkar. İşlerinden atılan, işsiz kalan, onlarca aç insanın olduğu, aç yatıp kalktığı bir ülkede; ister başını bağlasın, ister bağlamasın. İster batılı, ister doğulu olsun, önemli olan bu kişilerin 'insan' olduğu. Ve de bu ülkenin vatandaşı olduğu… Çalışan büyük bir kesimin maaşları asgari ücret seviyesinde. Bu parayla bu insanlar nasıl geçinir? Kirayı yok farz edelim! Hiç düşünülüyor mu? İşçi ne yesin ne içsin? Onun karısı başını bağlıyormuş, bağlamıyormuş hiç önemli değil... Çünkü bas bas bağırdığımız demokrasi maalesef bu değil. Çok partili demokratik sisteme geçtiğimiz yıllardan beri halkımız birtakım çıkarlar nedeniyle eğitimsiz bırakıldı. 50-60 yıl önce eğitim reformu yapılacaktı! Daha ülkenin nüfusu 15 milyonken yapılacaktı! Şimdi nüfusumuz olmuş 80 milyon... Sen devlet olarak insanına sahip çıkmamışsın, gençlerini eğitememişsin, onlara doğruyu yanlışı, evrensel değerleri anlatamamışsın. Hala YGS, LGS bilmem ne ile uğraşıyorsun! Eğitimdeki bir handikap da insanların ömürlerinin üçte birinden fazlasının saçma bir eğitim ve meslek öğrenmeyle geçtiğidir. İlk, orta, lise, üniversite, ihtisas, askerlik ve evlilik gibi aşamaları geçen birisinin yaşı 30’a ulaşmaktadır. Bu döneme kadar gencin bakımını ailesi veya devlet sağlamakta. Bu aşamaya ulaşıncaya kadar kişi hayatı boyunca bir kere bile ihtiyaç duymayacağı, kullanmayacağı saçma bilgilerle zaman geçirmekte… Bu da eğitim sistemimizdeki açmazların başında gelmektedir.
Bu arada dinini de insanlara doğru anlatamamış ve onları cahil bırakmışsın. Bu durumun aşılması için çok çağdaş bir eğitim seferberliği şart. Başta doğu ve güneydoğu olmak üzere tüm kırsal kesimlerde çağdaş bir eğitim seferberliği gerekiyor… Dini de kendi realitesi içinde ve doğru bir şekilde öğreteceksiniz… En büyük tehlike cehaletten gelir. Ülkemiz çok değerli bir ülke… Bu nedenle de üzerimizde çok fazla oyunlar oynanıyor. Cahil insanı etkilemek çok kolay. Hele bir de maddi menfaat sağlarsanız bu kişileri kandırmak çok kolay. Cehalet toplumların başına bela olur… Çünkü, toplumların bir bölümü bu durumdan büyük çıkarlar sağlar. Geri kalan bir bölümü de küçük çıkarlarla yetinir. Bir bölümü, ilerde kendisinin de çıkar sağlayacağını umar, bir bölümü durumu görür, toplumu uyarmaya çalışır, ama gücü yetmez. İşte böyle durumlarda da felaket kapınızı çalmıştır. Bu durumun en yaygın araçları kitle iletişim araçlarıdır. TV'de en izlenen saatler 'toplumu gerçek bilgilerden uzak tutmak' amacıyla kullanılmakta. Ivır zıvır eğlencelikler, boş zevzeklikler, pırıltılı eğlencelikler hep bu amaçla hazırlanmakta. Düşünmeye alışmamış beyinler de böylece oyalanıp gitmekte. Düşünen beyinlerin de bu durumu önlemeye ne yazık ki gücü yetmiyor.
Atatürk'ün büyük hedeflerinden birisi, 'bilince yönelik çağdaş eğitim' idi. Onun için; ‘Hayatta en hakiki mürşit ilimdir' sözünü söylemiştir. Yazımızı güzel bir sözle bitirelim: ‘Cahil insan kendi kendinin bile düşmanıdır; başkasına dost olması nasıl beklenir.’ Sokrates…
Bu arada dinini de insanlara doğru anlatamamış ve onları cahil bırakmışsın. Bu durumun aşılması için çok çağdaş bir eğitim seferberliği şart. Başta doğu ve güneydoğu olmak üzere tüm kırsal kesimlerde çağdaş bir eğitim seferberliği gerekiyor… Dini de kendi realitesi içinde ve doğru bir şekilde öğreteceksiniz… En büyük tehlike cehaletten gelir. Ülkemiz çok değerli bir ülke… Bu nedenle de üzerimizde çok fazla oyunlar oynanıyor. Cahil insanı etkilemek çok kolay. Hele bir de maddi menfaat sağlarsanız bu kişileri kandırmak çok kolay. Cehalet toplumların başına bela olur… Çünkü, toplumların bir bölümü bu durumdan büyük çıkarlar sağlar. Geri kalan bir bölümü de küçük çıkarlarla yetinir. Bir bölümü, ilerde kendisinin de çıkar sağlayacağını umar, bir bölümü durumu görür, toplumu uyarmaya çalışır, ama gücü yetmez. İşte böyle durumlarda da felaket kapınızı çalmıştır. Bu durumun en yaygın araçları kitle iletişim araçlarıdır. TV'de en izlenen saatler 'toplumu gerçek bilgilerden uzak tutmak' amacıyla kullanılmakta. Ivır zıvır eğlencelikler, boş zevzeklikler, pırıltılı eğlencelikler hep bu amaçla hazırlanmakta. Düşünmeye alışmamış beyinler de böylece oyalanıp gitmekte. Düşünen beyinlerin de bu durumu önlemeye ne yazık ki gücü yetmiyor.
Atatürk'ün büyük hedeflerinden birisi, 'bilince yönelik çağdaş eğitim' idi. Onun için; ‘Hayatta en hakiki mürşit ilimdir' sözünü söylemiştir. Yazımızı güzel bir sözle bitirelim: ‘Cahil insan kendi kendinin bile düşmanıdır; başkasına dost olması nasıl beklenir.’ Sokrates…
Son Güncelleme: 05.03.2017 19:52