Türkiye gözle görülür bir şekilde atılım içinde olmasına rağmen; ne yazık ki birçok sorunla da mücadele ediyor. Bu sorunların başında da ‘eğitim' var. Eğitimde yenileşme ya da reform çabaları evrensel bir görünüm sergilemekte. Dünyadaki bütün ülkeler eğitim sistemlerinde ya kısmen ya da bütünüyle bir yenileşme çabası içinde bulunmakta. Bu yenileşme çabalarında Türkiye'nin de önemli bir yeri var. Aslında tüm bu sorunlar, okul tarafından planlanan ve düzenlenen gerekli yaşantıların tümü anlamındaki eğitim programları üzerinde odaklaşmakta. Üniversite eğitiminin temeli olan ilk ve ortaöğretimde nedense radikal önlemler alınmıyor. İlk ve ortaöğrenimdeki eğitimciler maalesef yeterli düzeyde bilgi birikimine sahip değil… Bu nedenle bu okullarda okuyan ve de bitiren öğrenciler üniversiteye hazır hale gelemiyor. Her yıl yeni bir sistem, sınıf geçme, ortalama alma, seçmeli dersler konusunda değişiklik, öğrencileri çileden çıkarıyor… Günümüzde az gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin hemen hepsinin eğitim sistemlerinde bir darboğazdan söz edilmekte. Bu ülkelerde yaşanan darboğazın temelinde yatan belli başlı nedenler de şunlar:
-Genel nüfus içerisinde çocuk nüfusun büyük oluşu.
-Çocukların küçük bir kısmının kısa süre okula devam etmesi.
-Öğretmenlerin sayıca azlığı.
-Öğretmenlerin niteliğinin düşük oluşu.
-Bir öğretmene düşen öğrenci sayısının fazlalığı.
-Kapalı alanlara düşen öğrenci sayısının fazlalığı.
-Öğretim basamaklarına göre okullaşma oranının dengesizliği.
-Okulların, yerleşim alanlarına ve bölgelere göre dengeli dağılmayışı.
-Mezun öğrenci sayısının düşüklüğü.
-Anne -babaların eğitimin önemini yeterince bilmeyişi.
Her yıl değiştirilen eğitim yasaları sonunda, ortaya çıkan tablo şöyle: Gereksiz bilgilerle yüklenmiş, bomboş beyinler, en basit temel bilgilerden yoksun kafalar... ‘İstikbalimiz gençlerde' deniliyor… Doğru… Tabii ki gençlerde… Ama şimdinin gençlerinde değil… Kabahat bu gençlerde de değil… Milli eğitimi bu hallere getiren, kafasının çalıştığını zannedip de hiçbir şeye kafası çalışmayan örümcek kafalılarda... Tabii bir yerde öğrenciler de hatalı. Yeni bir şey öğreneyim, bilgi edineyim merakı yok. Hele de karınca gibi türemiş özel yüksek okullarda okuyan zengin çocukları var ya. Nasıl olsa para veriyorum. Mutlaka bir diploma alacağım. Ve,’Üniversite mezunuyum, çok paralı ve rahat iş istiyorum' diye iş aramaları. Bu şartlarda tabii olarak iş bulamayınca da ‘iş yok' deyip sızlanmalar. İş var da işe adam yok… Üniversiteye, altında cip, üstünde en iyi markalardan giysiler, cebinde her gün asgari ücretten fazla harçlıkla gelen bu zavallılarla bu ülke bir yere gidemez. İşte bunun için, bilgiden yoksun bu gençlerle vah Türkiye'nin geleceğine…