Yakıcı güneş…
Saatler geçse de kararmaya niyeti olmayan gökyüzü…
Deniz, kum, güneş üçlüsünün yer aldığı tatil planları…
Mutlaka okuyacağım denilen kitapların listesi…
Dalga sesleri, güneş kreminin kumları hatırlatan kokusu…
Hafif bir esintide, suratlarda oluşan çocuksu gülümseme, rüzgara teşekkür…
Omuzlarda birkaç ton açık güneşi hatırlatan izler…
Yeni yerler, yeni insanlar, yeni yemekler, izlenimler…
Sivrisinekleri unutmamak lazım, ısırıklar, sıyrıklar…
Birde yazı çalışarak geçirenler…
Mevsimlik işçiler…Yeni iş kapıları…
Bağda bahçede hareket… turizm, satışlar bereket…
Yaz bavulunu topladı. Güneşini, sıcağını katladı kaldırdı. O giderken sonbahar elinde yağmurlarla, yağmur sonrası toprak kokusu, ağaçlarla vedalaşan toprakla buluşan sararmış yapraklarla çıkageldi.
Gökyüzü artık eskisi gibi sakin, sessiz değil. Daha değişken biraz sinirli, belki biraz hüzünlü.
Güneş arada göz kırpsa da bulutlar güneşi saklamakta kararlı.
Havalar değişiyor, mevsimler dönüşüyor. Hatta artık zaman zaman oldukça şaşırtıyor. Yazın resmen hortum çıktı. Çatılar uçtu, ağaçlar devrildi, insanlar zor durumda kaldı. Şimdilerde insanlar Hatay’da Giresun’da havanın şiddetini gördü bir kez daha. Görüntüleri çoğu zaman şaşırarak seyrediyoruz. Mevsimlerin dengesizleştiğinden dem vuruyoruz.
Havalarda yaşanan değişimin benzerlerini içimizde de yaşadığımız bir gerçek. Bazen içimizde ki değişimi belli etmemek adına meteorolojik sohbetleri kullanıyoruz.
Havalar nasıl? Güzel…
Sizin orada nasıl? Bizim burada parçalı bulutlu 18 derece, yer yer bazı saatlerde yağış bekleniyor. Yani şemsiye almakta fayda var.
Dışarı çıkarken şemsiyeni al…
Sende hırka giymeyi unutma.
Anlatmak istediğimiz şeylerse bambaşka muhtemelen. Dertler, sorunlar, hayal kırıklıkları, sevinçler, mutluluklar belirliyor kişisel havamızı.
Keşke bazen şemsiye almak kadar kolay olsa diyoruz her şey, bazense hırka giyince geçse dertler…
Eylül bitmek üzere… Kimi kazandığı üniversitenin taze heyecanını yaşayacak, kimi çocuğunun başka çocuklardan geri kalmaması için uğraş peşinde, masraflara güç yetirmeye çalışacak. Güneşin etkisi azalıyor, ısınmak kimisi için temel sorun, kiminin ısınacak evi bile yok. Doğalgaz faturaları el yakacak, Bir gömlekle idare edilebilen mevsimler yerini daha pahalı olan kışlık kıyafetlere, botlara, paltolara bırakacak. Kış kapıya yaklaştıkça yollar kapanacak, hayat gittikçe zorlaşacak. Kimi hala işten eve, evden işe monoton hayattan şikayet ediyor olacak, kimiyse her gün yeni bir sorunla uyanacak.
Sonbahar yazı yavaş yavaş unutturuyor. Havalar değişiyor… Soğuyor… Ruhumuzun mevsimi hangisinde kalıyor?
İnsanların hava su muhabbeti yapmak yerine birbirini anladığı, gerçekten ihtiyacı olanların hayatlarına bir şemsiye açtığı, havalarında havanızında iyi olduğu güzel günlere…
