Türkiye cennet gibi bir ülke. Yabancıların da ilgisini çekiyor. 1980’lerden sonra yapılan yatırımlardaki artış ve tanıtım faaliyetleri sonucu turizm hızlı bir şekilde büyüyüp ekonomiye önemli katkılarda bulundu. Ancak, araştırmalar ve göstergeler; bu süreç içerisinde gerçekleşen siyasi, politik ve ekonomik kırılmalara karşı sektörün oldukça duyarlı olduğunu gösteriyor. Son olaylar nedeniyle kriz söylentisi bile ciddi boyutlarda rezervasyon iptallerine yol açabiliyor. Ülkenin jeopolitik konumundan dolayı sosyal, ekonomik, politik krizler içerisinde bulunması Türk turizmini tehditlere karşı açık tutuyor.
Doğal afetler, küresel siyasal gelişmeler, uluslararası terörizm, küresel toplumsal değişimler için “kontrol edilemeyen krizler”; siyasal gelişmeler, siyasal terörizm, çevresel sorunlar, sağlık sorunları ve ekonomik krizler “kontrol edilebilen krizler” olarak tanımlanıyor. Türk turizm sektörünün tarihsel sürecine baktığımızda özellikle uluslararası turizmde aşağıda belirtilen dönüm noktalarında istikrarsızlıklar yaşandığını görüyoruz: 2017 yılının ilk iki ayında Türkiye'ye gelen Alman ve Hollandalı turistlerin düşüş içerisinde olduğunu görüyoruz… Çünkü şu anda hem Almanya hem de Hollanda ile bir siyasi olumsuzluk var. Avusturya da bu gruba katıldı. Türkiye hakkında değişik söylemler içerisindeler. Bu pazarlarda ciddi bir kaybımız olacağı gözüküyor zaten. Almanya pazarında önemli bir dönem olan Ocak-Şubat döneminde yüzde 50 kayıp olduğu ifade ediliyor… Keza Hollanda pazarında ilk iki ayda yüzde 63 kaybın olduğu söyleniyor… Bunlar zaten bazı göstergeler. Bence bu, siyasi istikrarsızlıktan kaynaklanıyor. Rusya krizi ile kan kaybı yaşayan turizm sektörü toparlanma için tam atağa kalktığı bir dönemde, bu kez de Almanya ve Hollanda gerginliği ile karşı karşıya kaldı. Sektörün dip yaptığı 2016'ya göre ilk iki ayda Almanya pazarında yüzde 40, Hollanda'da ise yüzde 25'lik kayıp olduğu tespitini yapan sektör temsilcileri, Haziran itibarıyla yaşanacak son dakika satışları ile toplamda 10 milyar dolar kaybedilen 2016 rakamlarına ulaşmayı hedefliyor. 2017'ye ise iyi bir başlangıç yapamayan sektör, ocak ayında yüzde 9'luk gerilemeyle 2016'nın da gerisine düşerek 1 milyon turist ağırladı. Bu gerginliği yaşamasaydık, 16 Nisan'daki referandum sonrasında Almanya'daki satışlarda ciddi bir artış bekleniyordu. Yabancılar da referanduma kilitlendi. Şimdi bir durgunluk süreci olacak. Ortam yumuşadığı zaman gelişmeler o doğrultuda değişecek…