Yeni bir yıl geliyor mu, yoksa yeni bir yıl bitiyor mu? Çünkü 31 Aralık 2013 Salı gecesi yatmamızla, 01 Ocak 2014 Çarşamba sabahı kalkmamız arasında bir değişiklik olacak mı acaba? Hayır olmayacak? Aynı hayat, aynı biz, aynı bilgi, aynı insanlar, aynı ev, aynı maaş, aynı cezalar. O halde niye seviniyoruz acaba?
Yeni yıl demek, yeni umutlar demek. Yeni yılda yerel seçimler var. Dahası yeni cumhurbaşkanını seçeceğiz. Şimdiye kadar bizim seçerek oraya gönderdiğimiz milletvekilleriyle Meclis’in seçtiği kişiyi, biz halk olarak, vatandaşlar olarak doğrudan seçeceğiz. Yerel seçimlerde elde edilecek sonuçlar, sadece cumhurbaşkanlığı değil, bir yıl sonra yapılacak olan milletvekilleri seçimi için önemli bir gösterge olacak. İşte bu sonuçlar, barış sürecinin gidişatını da etkileyecek.
Gün sabah olunca o gün bitmiştir. Pazartesi geçince hafta bitti deriz. Ay da böyle? İlk haftaya ulaşınca ay biter? Ocak olunca da yıl da bitti kabul ederiz. İşte her insanın bir günü, bir haftası, bir ayı, bir yılı iyi-kötü böyle sürer gider. Her biten yıl sonunda, yeni yıldan birtakım beklentilerimiz vardır. Yeni bir yıldan, yani 2014 yılından beklentilerimiz ne olabilir?
İlk akla gelenler; en başta, yasaların daha caydırıcı olması, insanların gelir seviyelerinin yükselmesi, borçlarının azalması, yeni çevre ve dertsiz, tasasız insanlardan oluşan bir toplum. Peki, iyi güzel de bunların olması için niye yılın bitmesini bekliyoruz. Her yeni yıl, yeni ümitlerin düşlendiği yıl oluyor. Ama sadece ‘düşlerdeki dünya' olarak hayallerde kalıyor.
Sadece istemekle, umut etmekle, yeni yıldan bir şeyler beklemekle geçiyor… Yine savaşlar oluyor…Yine açlıktan, trafik kazalarından, hastalıklardan onlarca insan ölüyor. Yine işsizlik var. Yine hırsızlık, cinayet, kadınlara şiddet, ölümler, intiharlar, tecavüzler gazetelerin ilk sayfalarında yer alacak. Yeni yılda ailesinden bilgisayar, bir bisiklet hediye alacak çocuklarla, diğer tarafta okul çantası, kalemi, defteri, ayağında ayakkabısı, sırtında paltosu olmayan çocuklar olacak…
Yani dünyanın herhangi bir yerinde evsiz, yurtsuz, yuvasız kalmış bir anneye, babaya, çocuğa, yeni yıl ne anlatabilir ki? Havai fişekler yerine füzeler, bombalar düşen insanlar ne düşünüyor acaba yeni yılla ilgili? Hiç düşündünüz mü? Çocuğunun karnını doyurmaktan yoksun bir baba için ne anlamı var yeni yılın? Çocuğuna bir bardak süt verememiş bir anne için yeni yıl, eski yıl fark eder mi?
Dünyada her gün açlıktan, soğuktan, hastalıktan, terörden ölen binlerce insanın ölümünü mü kutlayacağız? Eğer bu saydıklarımız yoksa veya olmayacaksa tamam herkes kutlasın, sevinsin, yesin, içsin. Sahip olduğumuz her dakikanın kıymetini bilelim. Böyle yeni yıl istemiyoruz. İnşallah beklentilerimiz yeni yılda gerçekleşir?
Yeni bir yılı hayal ediyoruz. Yani, içinde sevginin olduğu, gerçek dostlukların olduğu, kavganın ve her türlü insanlık dışı tavır ve davranışların yok olduğu, açlıkların, sefaletlerin, eğitimsizliğin olmadığı, savaşın olmadığı, çocukların annesiz-babasız olmadığı bir yılı hayal ediyor ve bekliyoruz. Dünyada kimsenin katledilmediği, açlıktan ölmediği, savaşların bitip tükendiği, herkesin birbirine saygı, sevgi ile baktığı yeni bir yıl diliyoruz.