Temel girdi ithal kağıt fiyatlarının yükselişi karşısında gazetelerin direnebilmesi için alabilecekleri ilan ve reklamlar bir tür hayat suyu niteliğinde. Özellikle kamudan ne kadar çok ilan alabilirlerse ayakta kalma şansları da o denli fazla olacak. Siyasi iktidara muhalif yayın izleyen gazete ve dergilere kamudan ilan gelme olasılığı çok az. İşte bundan ötürü onlar da ilk çözüm olarak fiyatlarına zam yapıyor ya da özel sektörün gözünü gözlüyor. İthal kağıttaki artış yazılı medyayı, özellikle yerel basını oldukça zorluyor. Aynı şekilde kitap yayın evleri de olumsuzluktan payını alıyor. Gazeteler çözümü ya fiyatlarını artırmakta, ya da sayfalarını azaltmakta buluyor.
Yaygın basının yanı sıra, bölgelerinde, illerinde ve ilçelerinde önemli kamuoyu görevini yapan yerel basın da ağabeyleri gibi yayınlarını zorlukla sürdürüyor. Bölge yaşamının ayrılmaz parçası olan yerel basın çeşitli özverilerle bu sıkıntılı günlerin üstesinden gelmeye çalışıyor. Bazıları hafta sonları çıkmama kararı aldı.
Gazetelerin, dergilerin ve kitap yayın evlerinin yaşadığı sıkıntı ve zam kararı direkt olarak okuyucuyu da etkileyecek. Zaten okumayan bir topluma sahip Türkiye’de tirajlar iyice düşecek, aşağıya yuvarlanacak. Oysa, kültürlü toplum olmanın ön koşulu daha fazla gazete, dergi ve kitap okumaktır. Şimdi daha iyi anlaşılıyor, kağıt fabrikalarının satışına yapılan itirazların önemi. Aslında biraz geriye dönüp Türkiye’nin yüz akları olan SEKA Kağıt Fabrikalarının çok ucuz şekilde özelleştirme adı altında, değerinin çok altında birilerine satılmasını anımsamakta yarar var. Gazeteler ve dergiler 2003 yılına dek Balıkesir ve Kocaeli kağıt fabrikalarında üretilen ürünü oldukça uygun koşullarda kullanıyordu. Her ne olduysa oldu, Cumhuriyetin diğer önemli kurumları gibi kağıt fabrikaları da hiç yoktan fiyatla elden çıkarıldı. Bunlardan en önemlisi olan 1936 yılında kurulan Kocaeli’ndeki fabrika adeta Cumhuriyetle özdeşleşmişti. Diğer Cumhuriyet kurumları gibi bu fabrika da kamunun elinden çıkarılmıştı. Çalışanların, sendikaların, halkın uyarı ve itirazlarına karşın, kağıt fabrikaları özelleştirme kervanına katılarak satılmıştı. Ne olurdu Cumhuriyetin gözbebeği kuruluşlar yok pahasına elden çıkarılmasaydı. İthal kağıttaki aşırı artış gazeteleri zora sokarken, hiç istemesek de belki de birçoğunun kapılarına kilit vurulmasına yol açacak. Yazık olmayacak mı işini, aşını yitiren ve yitirecek basın emekçilerine?