İBB Meclisi, İstanbul'un özgün silüetini oluşturan alanlar ile silüeti etkileyen çeperlerdeki görünümü kontrol altında tutmak amacıyla bütüncül bir silüet planı hazırlanmasını onayladı.
İstanbul Büyükşehir Belediye Meclisi, Ekim ayı toplantılarının 4. birleşimini geçen hafta gerçekleştirdi. Meclis 2. Başkan Vekili Göksel Gümüşdağ'ın yönettiği toplantıda, Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş'ın açıkladığı ve Şehir Planlama Müdürlüğü'nün yürüttüğü çalışmayla ilgili rapor meclis üyelerinin oybirliğiyle kabul edildi. İstanbul kimliğinin en önemli öğelerinden birinin kent silüetinin muhafaza edilerek gelecek kuşaklara bozulmadan aktarılabilmesi ve silüeti olumsuz etkileyen deneyimlerin tekrar yaşanmaması gerektiği vurgulanan raporda;
“Ayrıcalıklı coğrafi konuma sahip bir dünya metropolü olan İstanbul; doğal güzellikleri, tarihi/arkeolojik mirası ve sosyo-kültürel yaşamıyla eşsiz bir şehir olmasının yanı sıra tepeler, manzara noktaları, tarihi yapılar, göz alıcı panoramalar gibi kentin silüetini ve peyzaj değerlerini oluşturan çeşitli görsel noktalara ve alanlara sahiptir. Başta Tarihi Yarımada, Boğaziçi ve Haliç olmak üzere, Kentin uzun tarihi bir sürece dayalı tarihi ve kültürel zenginliğinin bir sonucu oluşan söz konusu silüet; İstanbul'a küresel ölçekte ayrıcalıklı bir konum katan eşsiz bir potansiyeldir” ifadelerine yer verildi.
“Yoğunluk artışları, ayrıcalıklı yapılaşma hakları, beraberinde ortaya çıkan yüksek yapı tipolojileriyle İstanbul'un imajını ve estetiğini vurgulayan eşsiz Tarihi Yarımada ve Boğaziçi silüetinin olumsuz etkilenmesine neden olan bazı uygulamaların yolunun açıldığının ve tarihi yapıları gölgeleyecek, silüet içindeki sürekliliği bozacak konumda ve boyutlarda yapılaşmaların hâkim olmasına neden olunduğu”nun vurgulandığı raporda, silüeti gölgeleyecek konumda ve boyutlarda yapılaşmanın engellenmesi gerektiğine dikkat çekildi.
2009 yılında kabul edilen 1/100.000'lik Çevre Düzeni Planı'nda şehrin silüetini muhafaza etmeye dönük maddelerinin bulunduğu belirtilen raporda, “İstanbul kimliğinin en önemli öğelerinden biri olan kent görünümünün (silüetinin) muhafaza edilerek gelecek kuşaklara bozulmadan aktarılabilmesi ve silüeti olumsuz etkileyen deneyimlerin tekrar yaşanmaması için başta Tarihi Yarımada, Boğaziçi ve Haliç olmak üzere silüeti belirleyen ve etkileyen alanları kapsayacak şekilde bütüncül bir silüet ana planının yapılması gerektiği” kaydedildi.