Kartal Belediye Başkanı Altınok Öz'le söyleşi?

Her geçen gün gelişme gösteren ve Anadolu yakasının parlayan yıldızı olma...

Kartal Belediye Başkanı Altınok Öz'le söyleşi?

Her geçen gün gelişme gösteren ve Anadolu yakasının parlayan yıldızı olma...

26 Şubat 2013 Salı 11:17
Kartal Belediye Başkanı Altınok Öz'le söyleşi?

Kartal Belediye Başkanı Altınok Öz'le söyleşi?

Tepkiler memnuniyete dönüştü

Her geçen gün gelişme gösteren ve Anadolu yakasının parlayan yıldızı olma yolunda emin adımlarla yürüyen Kartal ilçesi çekim merkezi olurken Belediye Başkanı Op.Dr. Altınok Öz  göreve geldikten bugüne kadar yaptıkları ve yapacakları konusunda gazetemiz Flashaber'e çarpıcı açıklamalar yaptı?

 -Mahkemelik olduğunuz Adalar'daki tesisler konusunda neler söyleyeceksiniz??

İhaleye giren diğer firma bizi mahkemeye vermiş. Mahkemeye sunulan raporda, 'o tesisler bir işletmedir. Belediye işletmeci değildir. Dolayısıyla işletmeci yapısı olmayan belediye ihaleye giremez' deniyor. Ben ise aksini savunuyorum. Sosyal belediyeciliğin içinde bu yapı vardır. Belediye; kiralar, sosyal projeleri içinde çalıştırır.  Alamaz, satamaz, kiralayamaz diye bir şey yok. Sadece iddianamede şöyle denilmiştir: 'İki yıl işletmeci kiraya veremez'. Evet, ama orada halka hizmet derecesinde bir şeyler yapmak lazım. Bürokrasiyi aşmak için üç aylığına şirketlerle bir anlaşma yapılmıştır. Orman İşletmesi yıllarca orayı kamp olarak kullanmasına rağmen, bölgenin  SİT alanı olmasına rağmen hiçbir binanın, restoranın, havuzun kısacası hiçbir yerin planı da yok, ruhsatı da yok. Biz bütün bu yasal prosedürleri yürütmeye çalışıyoruz.

Sonuçta biz belediye olarak orayı kiraladık. Hiçbir şey yapmadan da duramayız. Dolayısıyla biz bu plajı hizmete açtık. Şu an önümüzde kiralamak için yasal engelimiz de yok. Kiralayacağız ve hizmete açacağız. Oradaki binaları tescilli hale getirip önemli adımlar attık. Planlarını projelerini çıkarttık ve şu anda ihale aşamasındayız.

""

-Yazışmalarda hukuki bir engel var mı?

Bir kamu kurumunun yazışmaları noter gibidir? Bir bilirkişi raporu hazırlanmış, 'uygun değildir' deniyor. Ama biz de diyoruz ki 'yaptığımız yazışmalar uygundur'. Kartal Belediyesi, borcu yoktur yazısını noterden almamış. Bilirkişi notere yazı yazıyor 'belediye borcunu bildirsin' diye. Noter de 'Kartal Belediyesi'nin borcu yoktur' diye rapor veriyor. Bir kamu kurumunun yazışmaları zaten noter gibidir. Hukuken bir engel yok.

Kartal Belediyesi'nin gerçekten borcu vardı. Göreve geldiğimizde ilk yaptığımız şey bu borcu ödemek oldu. Şimdi vergi yapılandırması var. '2010 yılında vergi affı çıkacak' dediler. Biz de, ' Eğer af çıkacaksa diğerleri gibi bu aftan yararlanalım' dedik. Vergi ödeneğini işletme sermayesi olarak kullandık.

Biz oraya Kartal Belediyesi olarak bir değer kattık. Bizden sonraki teklif 460 milyar civarıdır.  Biz 1.100'e aldık. İhale yaparak kamu zararı mı oluşturduk derseniz elbette böyle bir şey yok. İhale yaparak daha az ücrete mi aldık dersek bu da yok. Sadece birilerinin rantını bozduk. Burada amaç, birileri rant peşinde koşuyor. Böyle bir bilirkişi raporuna da teslim olmayacağız.

-Etkinlikleri tam olarak ifade edebiliyor musunuz?

Bizim görev anlayışımıza göre önemli olan bizim kendimizi doğru anlatabilmemizdir? Kurumlarda işleyiş şöyledir: 1. Gelişirken değişmek 2. Değişirken gelişmek.

Siz, etkinliklerinizi ya dışa yönelik yaparsınız, ya da içe yönelik . Eğer içerdeki anlayışı değiştiremiyorsanız dışarıda yaptığınız etkinliğin çok da fazla bir faydası olmaz. Biz ikisini birden yapmaya çalışıyoruz. Yani hem kendi personelimizin gelişimine katkıda bulunmaya çalışıyoruz; (Ki bunlar personelin kendi içinde kurduğu korolar, tiyatrolar ve  diğer etkinliklerdir), hem de halka yönelik değişim ve gelişime yönelik etkinlikler, yani festivaller yapıyoruz.

Biz,  Kartal'da şunu yakaladık: Hangi etkinlik olursa olsun,  hangi düşünce olursa olsun bu yapılanlarda kişi ve kurumlar diğer düşüncelere saygı göstermek zorunda olduklarını biliyor. Sanata da, siyasete de kısaca her şeye değişik ve farklı açılardan bakabiliyorlar. Mesela aynı anda iki ya da daha fazla kültürlerin etkinlikleri yapılıyor ama toplumlar bir birlerinden rahatsız olmuyorlar ve kimse de onları rahatsız etmiyor.

Kültür- sanat etkinliğinde de Kartal Belediyesi'nin yaşam merkezleri her düşünceye açıktır. Herkes her türlü etkinliği burada yapabilir. İllegal olmayan davranış ve düşüncelere sahip herkes burada kendini ve eserini sergileyebilir. Kartal Belediyesi ve belediye başkanının belli bir siyasi görüşü vardır. Biz diyoruz ki, biz kendi fikrimizin güçlü olduğuna inanıyorsak ve o yolda yol alabiliyor, halkı ikna edebiliyorsak diğerlerinin ne yaptığı bizi ilgilendirmiyor. Önemli olan bizim kendimizi doğru anlatabilmemizdir.

Düşüncelerden korkmuyoruz. Biz düşüncemizin doğru olduğunu savunuyoruz. Bunu da güzel ve doğru anlatırsak hiçbir sorun olmaz. Siyasi sergide biz kendimize güveniyoruz bu sebepten de herkesin burada Kartalda sergi açmasına izin veriyoruz.

""

Tepki aldı denilen heykeller konusundaki düşünceleriniz??

Aslında heykeller tepki almadı. Heykellere tepki gösteren, işine gelmeyen kişiler ve bunlar basından belli kişilerdir.  Heykellere halktan tepki yok. Bu yapıya karşı çıkanlar, aşırı tepki gösterenler halkın heykellere olan ilgisine oturup baksınlar. Heykellerin hem yapılışında hem sergilendikten sonra halkın oradaki ilgisini hepimiz gördük, görüyoruz da. Halkın heykellerle anı olarak nasıl resim çektirdiklerini, tepki verenler görsün.

Siyasete malzeme olan basın yazıyor: 'Kartal'ın belediye hizmeti vermesi gerekirken heykele mi ihtiyacı var' diyor. Bunu yazan; demokrat , sosyal demokrat veya kısaca solcu geçinen basına da ben soruyorum; 'Belediyenin hizmetleri sadece çöp toplamak, asfalt yapmak, maaş dağıtmak mıdır?' Değildir. Bunun yanı sıra, ilçenin ekonomik, kültürel, sosyal gelişimine katkıda bulunmaktır. Bunlar da bizim vazifemizdir. Nasıl her gün çöp temizliyorsak, kültürel faaliyetlerde bulunmak da bizim vazifemizdir.

Heykel nedir? Öncelikle insanların heykelin ne olduğunu iyi anlamaları lazımdır. Heykel insanların özgür düşünmesinin yolunu açar.

Biz heykel de sipariş edebilirdik. Ama biz Kartal meydanında heykel sempozyumu yaparak, heykellerin nasıl yapıldığını halka göstererek bu hizmeti veriyorsak takdir görmek tabii ki bizim isteğimizdir. Ama  siyasetten çok az bir kesimden, basından bir kesimi memnun etmek bizim görevimiz değildir. Bizim görevimiz, halkı memnun etmektir. Bu eleştiriyi yapanlar, biraz gözlerini açarak halkın arasına girseler ve de önyargılı olmasalar neyin ne olduğunu görecekler.

Kars'taki kardeşliği simgeleyen, ucube denen zihniyetle burada yazıyı yazan zihniyet arasında hiçbir fark yoktur.

-Belediye içinde eğitim- iletişim ne durumda??

Şeffaflık ve katılımcılığın önce kendi içimizde oluşması lazım? Belediye birimlerinden ve çalışanlarımdan memnunum. En büyük sorun, birimler arasındaki iletişimin sağlıklı olmaması. Bunu aşmaya çalışıyoruz. Her müdürlüğün kendi içinde kapalı devre sistemi görev yapmasının önünü açmaya çalışıyoruz. Şirket personelinin sendikalaşması ve şirket personelinin görev ve sorumluluklarıyla ilgili toplantılarımız var. Şeffaflık ve katılımcılığın önce kendi içimizde oluşması lazım.  Tabii bu biraz zor bir yol ve nedenleri değişik. Bu zorlu yolda yürümeye devam edeceğiz.

-Yeni dönemde önemli projeleriniz var mı? Varsa neler??

Yeni dönemde önemli projelerimiz var. Uğur Mumcu Kent Meydanı ve Cevizli Kent Meydanı'nı yapacağız. Engelliler rehabilitasyon merkezi projesi hazır. İhale aşamasındayız. Üç tane cami yıkılıp yeniden yapılacak. Camiler yeniden yapılana kadar geçici olarak ibadet edilecek  prefabrik yapıların ihalesini yapıyoruz.

21 Ocak'ta Genel Başkanımız Kemal Kılıçdaroğlu'nun da katıldığı Kartallı Kazım Meydanı'nın açılışında temelini attığımız 200 kişilik öğrenci etüt merkezimin inşası devam ediyor. Nevşehir'deki otelimizin de yapımına başladık.

En çok tepki alan projelerimizden biri Büyük Ada'daki Tesisler,  diğeri de bilindiği gibi Nevşehir'de ki otel. İnsanlarımız Adalar'daki tesislerden yararlanmaya başlayınca tepkiler memnuniyete dönüştü. Halkın memnuniyeti çok olunca hem içimizdeki İrlandalılar hem de AKP'liler rahatsız olmaya başladı.

-Basınla aranız ne durumda?

Biz göreve geldiğimizde belediye olarak gazete veya dergi çıkartmayacağımızı söyledik. 'Bunun bir bütçesi var ve bunu da sizlerle paylaşacağız' dedik. Paylaşımda kimileri açgözlülük yapınca önce birbirlerine düştüler. Sonra da birbirlerine düşenler buluşup belediyeye saldırmaya başladı. Yani, kendi paramla kendime düşman kazandım.  Şimdi de o düşmanları onlara karşı izliyorum. Basınla aramızın düzelmesi basın müdürü kanalıyla olmaz. Basın; yaptığı yanlışları, 'evet biz yanlış yaptık' dediği takdirde onlarla aram düzelir. Yanlış yaptıklarını çıkıp açıkça yazılı ve sözlü ilan edecekler. Aksi takdirde basınla bir araya gelmem imkânsız. Gerekirse siyaseti bırakırım, ama kimliğimi ve kişiliğimi bırakamam. Basın kazanır, bir yerlerden gelirini sağlar, buna saygı duyarım. Ama benimle bir şey yapacaklarsa dillendirdikleri, ama hiçbir zaman uygulamadıkları etik basın kurallarına uyacaklarsa o kuralın birinci vazifesi olan, "evet biz kendi yanlışımızla bu noktaya geldik. Bundan sonra bu yanlışları yapmayacağız. Belediye ve belediye başkanı ile sorun yaşamayacağız" diye itiraf edecek ve yazıya dökecekler. Ben ondan sonra basınla bir araya gelirim. Yoksa ne yazdıkları beni ilgilendirmiyor. Beni sadece halkımın yazdıkları ilgilendiriyor.

-Yeni eğitim sistemi konusunda ne düşünüyorsunuz?

Milli Eğitim Bakanlığı'nın 2012-2013 eğitim-öğretim yılında uygulamaya koyacağı 4+4+4 yasası ile ilgili genel merkez kendi politikalarını uyguluyor. Bununla ilgili söylenecek fazla bir şey yok.

Yasalarda  kötü olarak nitelendireceğimiz bazı maddeler her zaman kötü değildir. Önemli olan bu yasaları kimin  ve nasıl kullandığıdır. Eğer yasaları doğru eller kullanıyorsa kötü gibi görünen yasalar çok güzel olabilir.

Türkiye,  belli bir dinci İslami bir yapıya doğru dönüşüyor. Herkesin kaygısı bu mu? O zaman iktidar olacaksın ve genç yaşta çocukları çağdaş, akla ve bilme dönük bir insan oluşturacak şekilde bir eğitim sistemini kuracaksın. Bu sistemi  aynı yasa ile de kurabilirsin. O zaman tek şart nedir? İktidar olmaktır. İktidar olmak için ise ne gerekir? Çalışacaksın, halka ineceksin, altı oktan birisi olan halkçı yapına döneceksin. Halka tepeden bakıp da iktidarın direksiyonunda yürüyen ve nereye götürüyorsa oraya giden ve ne söylüyorsa onu eleştiren bir yapıdan, üreten  ve en önemlisi halka kendisini anlatan bir yapıya dönüştüğün takdirde iktidar olursun ve o yasaları da sen kullanırsın.

-İstanbul İl Kongresi seçimleri konusunda neler söyleyeceksiniz??

Bana göre seçimin doğru olduğuna inanıyorum. Başkan adayı olarak seçime katılan Ali Özcan, tecrübeli bir siyasetçi. Kongrede başkan olarak tekrar seçilen arkadaşımız Oğuz Kaan Salıcı ise doğru bir seçim. Kendisi gençtir? Hatalar yapabilir? Ama,  kendisinin hatalarından arınmış bir il başkanı olarak yola devam etmesini sağlamak bizim gibi tecrübeli siyasetçilerin  görevidir. Bu nedenle kendisini elbirliğiyle  desteklemek başlıca görevimizdir. Kendisine başarılar diliyorum.

-Önümüzdeki dönem yeniden aday olmak gibi bir düşünceniz var mı?

Bu konuda şimdiden bir şey söyleyemem. Yeniden aday olma konusunda öncelikle mensubu olduğum CHP karar verir. Daha sonra ise ben bu karara saygı gösterir ve halkım da isterse, tekrar başkan adayı olabilirim.

Kısaca özetlemek gerekirse; 1- Parti bilir, 2- Ben bilirim, 3-Halk bilir?

Güldür Bilgili/Flashaber

 

Son Güncelleme: 26.02.2013 11:17
Yorumlar
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
banner3