Tülleri kar gibi beyaz yapmak bu kadar basitmiş; Makineye bir fincan eklemek yetiyor Tülleri kar gibi beyaz yapmak bu kadar basitmiş; Makineye bir fincan eklemek yetiyor

Diyetisyen Melike Çağlayan, sahura kalkmamanın ya da sadece su içerek sahur yapmanın yanlış bir beslenme alışkanlığı olduğunu ifade ederek, bu durumun açlık süresini 20 saate kadar uzatarak kan şekerinin düşmesine neden olabileceğine önemle vurgu yaptı.

AĞIR YEMEK TÜKETİMİ METABOLİZMAYI YAVAŞLATIR

Çok ağır yemekler tüketmenin de metabolizmayı yavaşlatarak kilo alma riskini arttırdığını söyleyen Çağlayan, sahurda hafif ve dengeli bir öğün tercih edilmesi gerektiğini kaydetti. Çağlayan, "Sahura kalkılmaması ya da sahurda sadece su içilmesinin zararlı olduğu unutulmamalıdır. Çünkü bu beslenme tarzı yaklaşık 13-14 saat olan açlığı, ortalama 20 saate çıkarmaktadır. Bu da açlık kan şekerinin daha erken saatlerde düşmesine ve buna bağlı olarak günün daha verimsiz geçmesine neden olmaktadır. Bunun aksine eğer sahur öğünü, ağır yemeklerden oluşursa da gece metabolizma hızı düştüğü için yemeklerin yağa dönüşme hızı ve kilo alma riski artmaktadır. Bu nedenle sahura mutlaka kalkılmalı ve hafif yiyecekler tüketilmelidir. Süt, yoğurt, peynir, yumurta, tam tahıllı ekmekler gibi besinlerden oluşan hafif bir kahvaltı yapılabilir ya da çorba, zeytinyağlı yemekler, yoğurt ve salatadan oluşan bir öğün tercih edilebilir. Gün içerisinde aşırı acıkma problemi olanların midenin boşalma süresini uzatarak acıkmayı geciktiren posalı ürünleri, kompleks karbonhidratları ve özellikle yumurtayı beslenmelerine eklemeleri fakat hamur işlerinden ve basit şekerlerden uzak durmaları faydalı olacaktır" şeklinde konuştu. Oruç boyunca uzun süre aç kalan kişilerin iftar sürecinde kontrolsüz şekilde fazla yemek yeme isteği duyabileceğini kaydeden Çağlayan, bunun hem kilo artışına hem de sağlık sorunlarına yol açabileceğini aktardı. İftara hafif yiyeceklerle başlanmasını önerisinde bulunan Diyetisyen Çağlayan, ilk olarak peynir, zeytin gibi kahvaltılıklar veya çorba tüketildikten sonra 10-15 dakikalık bir mola verilmesini tavsiyesinde bulundu. Çağlayan, "İftara peynir, zeytin gibi kahvaltılıklar veya çorba gibi hafif yemeklerle başlayıp, 10-15 dakika sonra az yağlı et yemeği, sebze yemeği veya salatayla devam edilebilir. Beyaz ekmek, pirinç pilavı gibi glisemik indeksi yüksek olan yiyecekler yerine hem enerji veren hem de kan şekerini dengeli bir şekilde yükselten bulgur pilavı, kepekli ekmek veya tam buğday ekmeği gibi besinler tercih edilebilir. Tek seferde büyük porsiyonlar yerine iftardan sonra azar azar küçük porsiyonlar şeklinde tüketim sağlanmalıdır" dedi.

AĞIR ŞERBETLİ TATLILARDAN UZAK DURULMALI

Ramazan ayında tatlı tüketiminin arttığını dile getiren Diyetisyen Melike Çağlayan, ağır şerbetli ve yağlı tatlılar yerine sütlü tatlılar veya meyve tüketmenin daha sağlıklı olacağını ifade etti. Ayrıca yemekleri pişirme ve yeme yöntemlerinin de büyük önem taşıdığını kaydeden Çağlayan, yemekleri yavaş yavaş ve iyice çiğneyerek tüketmeye özen gösterilmesi gerektiğini, özellikle ızgara, haşlama, fırında, buğulama gibi sağlıklı yöntemlerle hazırlanan yemeklerin tercih edilmesi gerektiğini dile getirdi. Ramazan boyunca su tüketiminin ihmal edilmemesi gerektiğinin altını çizen Çağlayan, susama hissi olmasa bile iftar ve sahur arasında yeterli miktarda su içilmesi gerektiğini söyledi. Diyetisyen Melike Çağlayan, iftardan 1-2 saat sonra yapılacak kısa mesafeli yürüyüşlerin sindirime yardımcı olacağının da altını çizdi.